Gönderen: bencem24d | Ocak 3, 2012

Alevİ bektaşilikte tasavvuf

Bu hakikatte, kitap okudum kudrette
Meşk aldım ehli hikmette, bunu böyle yaz dediler.
İslam tasavvufunun Vahdet’i vucut felsefesini destekleyen, Kur’an ayetleri Hadis’ler meydanda dururken,zahir ulamasının bunları daha insaflı bir anlayışla incelemesi lazımken, her nedense onlar bu hakikatlere karşı hep ezici bir tavır takınmışlardır.Tanrı alemi korumak için Ademi kendine halife tayin etti. Onun içinde insanı kamil var oldukça, bu alem, daima kurunmuş olacaktır. Dünya hazinesinin mührü olan insan’ı kamil, mührü bozulacak olsa, Tanrı’nın bu hazinede saklıyacağı bir şeyi kalmaz. Dikkatli ol: Melekler, Ademin yaradılışındaki sırrı eremediler. Çünkü Adem hem zahir hem de batın isminin tecelliyatına mazhardır.
Meleklerde ise bu yoktur. İlmin alim’e ve hayatın canlıya olduğu gibi, bütün ilim alim’e ve hayatın canlıya olduğu gibi, bütün ilim ve bilim Adem’e verildi. Allah, Ademi kendi sureti üzerine halk etti Hadise işarettir.
“Ben ibadetlerle yaklaşan kulumun, işiten kulağı, gören gözü, eli ve ayağı olurum, benimle görür, tutuğu şeyi benimle yakalar ve benimle yürür.”
Bunu anlamakta ise hemervah güçlük çekmektedir. Allah Ademi kendi suretinde yarattığını, Mukaddes kitaplarla beyan etmiştir
İnsanları yaradan biziz. Onların kalplaerinede canlanan vesveseleri de biliriz. Çünkü biz, ona şah damarlarından daha yakınız.
Kaaf Süresi Ayet:16

NUH Suresi sonuncu ayetinde
Tanrım: Bana uyan ve gemiye binen erkek ve kadın Mü’münleri koru. Onlardan dünyaya gelecek Mü’minleri koru. Günahlarını bağışla

Sen Hakk’ın sureti ve Hak da senin ruhun olduğundan, sen Hak için bir suret gibisin, o da senin bedenini saevk ve idare eden bir ruh gibidir.
Ruh bedenden ayrılınca artık o bedende hayat kalmaz. Nuh kavmi bu hikmeti anlayamayınca, Tanrı bilgisi denize daldılar.
Tanrı bilgisi denizine dalan hayret ehli su içinde ateşe girdiler. Allah onların yardımcısı oldu.

Başarıyı veren cenabıAllah’tır. Allah’ın “bana dua ediniz ki dileklerinizi kabul edeyim.” Emrine uyarak, bütün insanların günüflerini merhamet ilim sevgi ile doldursun, insanlar hep barış içinde yaşasınlar.
İslam felsefesi ve Tasavvuf yolunu, şeriata göre korkunç ve tehlikeli saydılar, okunmasını caiz görmediler. Şimdi hakikat yolunun yolcusu olsn, irfan sahiplerinin taktirine sunamak istiyorum
Beled Suresi Ayet 8 den 11 e kadar
Halbuki biz ona, doğru yolu görmek için iki göz, doğruyu söylemek için, bir dil ile iki dudak verdik Akıl verip, eğri yolun kötülüklerinden korunup, doğru yolu bulmasına yerdım etmedik mi? İnsan aklını, gereği gibi kulanamaz ise, sarp yokuş gibi olan sapıklıkta kalır ve tanrı’yı unutır.

Bekara Suresi Ayet 256
Habibim: Hak olan İslam dinini kabul etmeye kimseyi zorlama. Zor ile din kabul edilemez. Vicdanı yüce olanlar, kendiliğinden hak dinini kabul ederler. Sen onlara doğru ile eğriyi anlat. Çünkü, İslamiyet gerçeği bildiren bir dindir, Tanrı, her şeyi işitici ve bilicidir…

İlim ehlinin malı ve hazinesi, İlimdir. Nitekim malın zekatı vardır. İlmin zekatı da okuduğu ilimden halk faydalar görmeli, onun zekatı Hakk’ı ve Hakk’ın rahmetini, bildirmektir.
Beyt:
SURETİ İNSANA BAK
Zahide suret gözetme içeru gel cana bak
Vechi üzre gör ne yazmış defter’i rahmana bak.

Musahaf’ı hüsnünde yazmış kulhüvallahü ayeti
Ger inanmazsan girü var mektebi irfana bak.

Alem anın hüsnünün şerhinde olmuş bir kitab
Metinin istersen Niyazi sureti insana bak.
Tasavvufun esası Vahdet-i Vucut felsefesidir. Bu akideyle ilgili bazı ayetleri beraberce okuya biliriz:

“Sizi rahimlerde tasvir eden O’dur.”
“Nefisleri ölümleri anında Allah öldürür.”
“O, kullarından tövbeyi kabul eder ve sadakaları alır.”
“Ektiğiniz şeyi siz mi zer’edersiniz, yahut bizmi?”
“Bana haber veriniz; İçtiğiniz suyu buluttan siz mi indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz?”
“Kur’an’ı okuduğumuzda kıratini dinleyip tekrar et.”
“Onları siz öldürmediniz. Allah öldürdü. Ve attığı vakitde sen atmadın. Allah attı.”
“Sana biat edenler, hemen ancak Allah’a biat ederler. Allah’ın eli onların elleri üstündedir.”
“Biz insana şah damarlarından daha yakınız.”
“İşlerin cümlesi ona ruca eder.”
“Maşrık ve Mağrip Allah’ındır. Yüzünüzü ne tarafa çevirseniz Allah’ın veçhi oradıdır.”
“Her şey yok olucudur. Ancak onun zatı ölücü değil.”
“Allah her şeyi muhittir.”
“Allah göklerin ve arzın nurudur.”
“Evvel ve ahir, zahir ve batın O dur.”
“Ben ademi ruhumdan üfürdüm.”
“Sanır mısınız ki, Hak Taala sizi abes yere yarattı ve geri ona gelmez mi siniz?”
“Afaktaki nişanlat biaynihi senin nevsinde de vardır. Her kim ki o nişanları nevsinde buldu. Allahı bildi.”
Kur’anı Kerim’de vahdet vucuda delalet eden daha bir çok ayetler bulunduğu halde, alehde sayılabilecek topu topu üç ayet vardır:

1.”Allah arş üzerine üstüva etti.”
2.”İyi sözler ona yükselir.”
3.”Gökde olan Allah’ın sizi yere geçirmeyeceğinden emein mi oldunuz?”
Bu alem bir ağaçtır, meyvesi olmuş Adem
Madlup olan meyvedir, sanma ki ağaç ola
(Gaybi)

İslamın nefis terbiyesine ilişkin olan ibadetle sağlıyacağı her husus Hz. Hünkar Hacı Bektaş Veli’nin yolunda toplanmış, kurallaşmış bulunmakla İsalam’ın bizzat kendisi olmuştur. Hünkarın yolunda gitmek için kişi ikrar sözü verir. Allah üzerine yemin eder. Hz. Muhammed ve Şahı velayet Ali’yi tanır, gerçek insan olmak için bu ikrarını Hz. Hünkar yolunda yapar ve dönmez. Hünkar Hacı Bektaş Veli’nin yolunda herkes kardeştir. Eşitlik ve insan sevgisi vardır. Allah’ın gerçek evi olan gönül kırılmaz oraya en küçük kuşku girmez. Hz. Muhammed ve Hz. Ali anlayışını Hz. Hünkar’ın kendinde biriktirir insan olur, islam olur ve Adem olur.
İnsanı sevmek esas alınır, insan topluluğunun her türlü gelişmesini sağlar, her yapacağı işi Hak yolunda yaptığı inancı içinde, doğruluktan asla ayrılmaz. Gerçek bir insan karekterinde yurduna ve insanlığa layık bir insan olur. Zaten islamın özü de, Alevi- Bektaşilerin bağlandıkları tasavvuf tevhit ve vahdeti vucut yoludur.
Tasavvuf varlığın birliğin (Vahdet-i vucut) anlayışı ile açıklar. Kendisinde mutlak vucud’da (Tanrı varlığında) gören için, yani nefsini tanıyan insanı kamil için,gerçek mutluluk saygı ve sevgi yoludur. Tasavvufun amacı ahlaksal yönden en yüksek dereceye erişmek Kur-an, hadis ve din bilgilerinin ışığında gerçeğe Hakk’a ulaşmaktır. Hakk’ın ahlakıyla olmaktır. Özgürlük, iyilik, alçak gönüllülük ve eli açıklıktır. Tasavvuf Tanrı’nın seni kendisiyle diritmesi, Cenab’ı Hak’la birlikte olmaktır. Gönül derdini tedavi etmektir
Tasavvuf Tanrının sırrına erişmeyi Onunla birliktr olmayı amaçlar. Bu amaca erişmenin tek yolu aşktır. Hak ile olmanın, sevgiliye erişmenin yolu olan bu aşk, Tanrı aşkıdır. (Aşkullah gerçek bir aşktır) Aşık, her şeyde Tanrının güzelliğini görür. İnsan bu güzelliğin bir parçasıdır. Tanrı’dan bir ışık, nur taşır. Tanrı insanı yaratırken kendi nurunu, güzelliğini ve cemalini ona vermiş, ruhundan da ruh üflemiştir.
Beyit:
Biz bizi bilmez idik
Biz bizden eyledi
Aşikar kıldı bizi
Kendini nihan eyledi

Sen ve ben ile kalan
Olur bu yolda yalan
Dünya çirkine dalan
İşin güman eyledi

Ezelden beli idik
Elest’te belli dedik
Ezeldan Yunus idik
Kamu birden eyledi
Alevi-Bektaşi yolu, tasavvuf felsefesini öğreten uygulayan ve yapan bir okuldur. İsalm düşünce ve ahlakının Hz. Muhammed, Hz. Ali ve Fatima Ana’mızın sergilemiş oldukları yolun, hayatın bir devamıdır. Oniki İmamlardan silsile yoluyla Ahmet Yasevi, Lokman Perende ve Hcı Bektaş Veli tarafından Anadolu ve Balkanlara kadar uzanmış bir insan sevgisidir. Tanrıya kavuşamak için ölmeden önce ölmek ve Nefsini bilen tanrısını bilir inancı üzerine tasavvuf yolu kurularak insanları gönül sevgisine götüren bir edebiyat inancını sunmuşlardır. Bu akım Pir Hcı Bektaş Veli tarafından Anadolu’ya gönül ile kucaklaşabilen, içe doğan, insan ile bütünleşen, korkulan değil sevilen, şer düzen değil, iyilik veren bir Tanrı sevgisi taşınmıştır.
Ölmeden önce ölmek sırrını mazhar olanlar Hakk’a erişme mertebesine yükselirler. Nefsi yenmek içinse aşık olunmalıdır. Bu hususta Yunus Emre şöyle anlatır.

Bir sakiden içtim şarap arştan yüce meyhanesi
Ol sakinin mestleri yüz canlar anın peymanesi

Bu meclisin mestlerinin enel Hak demleri olur
Yüz Hallac-ı Mansur gibi en kemdürür divanesi

Aşk şarabın içenlere gel bir nazar eyle gör
Bunca yıldır nice döner ol meclisin piyalesi

Yunus bu cezbe sözlerin cahillere söylemgil
Bilmez misin cahillerin nice geçer zamanesi

Medrese Allah’a karşı korkuyu, Tekke ise Sevgiyi öğretmiştir. İşte Emevi taraflarınca asırlardır hor görülen Alevi-Bektaşiler bu tasavvuf yolunun yolcularıdır.
Araf suresi ayet 172:
‘Allah insanları yaratıp sınav alanına göndermeden önce ruhlarını huzunda toplamış ve Ben sizin rab’biniz değilmiyim? diye sormuştur. Onlar da ‘Kalü beli, evet Rab’bimizsin diye cevap vermişlerdir.’
Tasavvufta ‘Elestü bezmi’ denilen bu ikrar ve imana bağlı olan Alevi-Bektaşi’lik yolun Hak yolu olduğunu bilmektedir. Alevi-Bektaşi’lik sadece insan değil bütün canlılara sevgi ile bakar çünki dinde insanın mutluluğu için bir vasıta bir vesiledir.
Tasavvuf yolunda olanlara göre, Hallac’ı Mansur’un Enel Hak sözü yani Allah beni yaratmakla kainatı tecelli etmiştir ki burada şahıs konusu değildir.
Sen ancak benim tecelli ettin, başaka surette tecelli edemezsin’. Bundan ötürü ‘Ben oyum’ dememeli fakat ‘ben ondayım’ demelidir. Süretlere inen tenezzül eden bizzat Allah’tır. O halde ‘nefsini bilen, nefsinde beliren Rab’bini bilir. Varlık, vudut birdir. Allah’a giden yol ise vicdandır. İsalmda Vahded-i vucut böyledir.
Allah’ın insanda tecellisi tevhit, nefsini bilmek,Alevi-Bektaşi inancına nefeslerine geçmiştir ki bunlar Allah, insanı kendi sureti üzere yaratmıştır. Allah bize şah damarımızda daha yakındır ama bu yakınlığı kavramak aklın dışındadır. Hakk’ın varlığı hakkında
Kaaf suresi ayet16:
‘İnsanları yaradan biziz biz ona damarından daha yakınız’

Hadis sure ayet 4:
‘Kalbinizin canı, olan iman nurunu peyganberiniz size yapacağı zaman onu dikkatle dinleyin’.

Bakara suresi ayet34:
‘Meleklere Adem’in ilmine baş eğmelerini emrettik. Bu baş eğme ona hürmet secdesidir’.

Ezelden içmişim camı Sekahum
Anınçün söylerim her dam enelgak (Seyyid Nesimi)

Tasavvufa dayalı Alevi-Bektaşilik, Adem’de Allah’ın tecellisini bulmaktadır
Ölmeden ölme: Kendini manevi olarak kurban etme: Bütün tasavvufta bilhassa Alevi-Bektaşilikte görüyoruz
Tasavvuf, insan oğlunun Tanrı sırrını bulma, O’na kavuşmak için bir inanış, bir düşünüş sistemidir. Tasavvufa göre insan, Allah’tan kopan bir nur, bir kudret parçasıdır
Tasavvufta önem itibariyle Allah’tan sonra insan gelir. Çünkü insan bütün isimleri zatında toplayan ism-i azam mazhar ve 18 bin alemin istinsah edilmiş muhtasar bir suretidir.
Velilerin Şahı, Ariflerin Sultanı Ali-yül Murtaza (Radiyallahuanhu) bir şiirinde bu tasavvuf’u şöyle izih ediyor.
“Senin ilacın kendindedir.
Lakin sen bilmiyorsun
Marazın da sendedir.
Fakat sen görmüyorsun.
Kendini küçük bir cisim zannediyorsun
Habuki en alem senin gönlünde yayılmış
Harfleriyle gizli izhar eden Kitabı Mübin sensin
Hariçteki şeye ihtiyacın yoktur.
Senden mester olan şey senden haber verir.”‘

Erenler Demine Hüü
Allah Eyvallah

Kaynak
Alevi-Bektaşilikte Tasavvuf
Şeh Beddretin Varidat Tercümesi


Yorum bırakın

Kategoriler